Nöbetçi Eczaneler
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Hürriyet gazetesine yaptığı ziyarette anaokulu sayısının 9 bin 482’ye, okul öncesi eğitim oranının da yüzde 99’a yükseldiğini açıkladı. Bakan Özer, önümüzdeki eğitim ve öğretim yılından itibaren kreşlerden para alınmayacağını da müjdeledi.
Bakan Özer’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle…
9 BİN 482 ANAOKULU VAR
“Göreve geldiğim vakit 3 yaştaki okullaşma oranı yüzde 9’du, 4 yaşta yüzde 16’ydı, 5 yaşta, yüzde 65’di. 2 bin 782 tane anaokulu vardı. 3 bin tane anaokulu yapmak için yola çıktık. 4 koldan gittik. Bir, yeni bina yaptık. İki, atıl binaları bakım tamiratına geçip anaokuluna çevirdik. Üçüncüsü bizim sanat merkezleri akşama kadar boş. Orayı Kreş yaptık. Her okuldan boş olan kapasiteyi okulöncesine çevirdik. Münasebetiyle erişim de kolaylaştı. 1.5 yılda 6 bin 700 anaokulu yapmışız. Toplam 9 bin 482 oldu. 3 yaş yüzde 21’e çıktı. 4 yaş yüzde 42’ye çıktı. 5 yaşta olayı bitirdik. Yüzde 65’ten yüzde 99.9’a çıktı. Erişim sorunu artık bitti, çözüldü. Kız çocuklarının okullaşma sorunu çözüldü. Bu eğitimde fırsat eşitsizliğiyle ilgili en büyük yatırım oldu. Aslında bu sessiz bir ihtilal. Bir atak daha yaptık. 6 Şubat tarihi prestijiyle tüm Türkiye’de okulöncesi öğrencilere fiyatsız Yemek veriyoruz.
İllerde valilikler kanalıyla her yıl kreşlerden para alınıyordu. 50 lira, 100 lira, tam gün eğitim devam ediyorsa 400 yüz, 500 yüz, bin lira alan devlet okulları vardır. İşte abla istihdamı, çocuklara tuvalete götürmek için. Onların hepsini de kaldırdık. Yani bir sonraki eğitim öğretim yılında okulöncesi eğitimde hiçbir fiyat alınmayacak.
DEVLET OKULLARI DAHA İYİ
Özel öğretim kurumlarıyla ilgili bir algı var; Çocuğuma çok düzgün eğitim veriliyor. Devlet okulları her vakit özel okullardan daha düzgün. Ancak birtakım geleneği olan özel okullar var. Onlar evet, uygun eğitim veriyor. Yabancı lisan, özgüven, toplumsal kültürel etkinliklere iştirak, kendisini tabir edebilme biçimi. Okulun dışındaki parametreler, okul parametreleri kadar tesirli.Eğitim ve fırsat eşitliğini güçlendirmek için toplumsal siyasetleri 20 yıldan beri uyguluyoruz. Fiyatsız kitap, yardımcı kaynak, taşımalı eğitim, fiyatsız yemek, burs. Kaideli eğitim yardımı, eğitime devam etme kaidesiyle yapılan yatırımlar.
ERKEN İHTAR SİSTEMİ
Son 6 ayda bir sistem kurduk. Erken ikaz sistemi ve takip sistemi. Erken ikaz sisteminde yapay zekâyı da kullanıyoruz; çocuğun akademik başarısı, devamsızlık durumu ailesinin ekonomik durumuna nazaran okul dışına kayabilir, okulu terk edebilir potansiyeli olan çocukları erkenden belirliyoruz. Münasebetiyle vilayet alarm veriyor, okul müdürüne yönlendiriliyor, rehber öğretmenler devreye giriyor. Sorun varsa Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve valilikler devreye giriyor. İçişleri Bakanlığı ile bir sistem kurduk. 6 ay evvel lisedeki okullaşma oranı yüzde 90’dı, şu anda yüzde 99.4 bu sistemle.
OKULLARA GÜÇLENDİRME
Son 2 yılda İstanbul’da eğitim yatırımı için ayırdığımız para 27 milyar TL. Yıkım kararı olup eğitime devam eden tek bir okulumuz yok. Tüm okulların hasar tespit çalışması yok. Son 10 yılda yapılan okullar için yok, onlar da şu anda yapılıyor. Özel okullar için de o denli. Tartı 99 öncesi. Özel okullara 6 Şubat zelzelesi sonrasında raporlarını yenilemesi için 3 ay müddet verdik. Tüm Türkiye’de 3 ay mühlet içerisinde rapor getiremeyen tüm okulları kapatacağız.”
20 MAYIS’TA TATİL
Bu ortada Özer, 28 Mayıs’taki ikinci cins Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle okulların 29 Mayıs’ta tatil olacağını da duyurdu.
94 BİN ÖĞRENCİYİ ARIYORUZ
İlkokulda 28 bin 290, ortaokulda 44 bin 518, lisede 22 bin 176 toplamda 94 bin 984 öğrenci var mecburî eğitimde olması gerektiği halde kayıt olmamış. Bunları bulmaya çalışıyoruz. 100 binin altında. Meskenine gidiyorsun, bu türlü birisi yok yurtdışına gitmiş, kaydını aldırmamış fakat kayıtlı görünüyor. Öbür yerlere göç etmiş. 1 senede biz bu sayıları düşürdük. 6 ay evvel erken ikaz sistemini devreye sokmadan evvel lisede kaydolmayan öğrenci sayısı 241 bindi, 22 bine düşürdük.
TYT YILDA 3 SEFER YAPILABİLİR
Bakan Özer, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) birinci etabı olan TYT imtihanının yılda birden fazla yapılması konusunda çalışmaların devam ettiğini de söyledi: “ÖSYM Başkanı’yken de bunu önermiştim. Zira TYT imtihanı nitekim bir ALES üzere genel marifetleri ölçen bir imtihan, lakin AYT imtihanı daha alan bilgisi temelli bir imtihan. Hasebiyle 11. sınıftan itibaren girebilme hakkı da sağlanabilir. Yalnızca son sınıfların değil, lise 3 ve 4’ün de girebileceği halde yılda 3 kere yapılabilir. Münasebetiyle imtihan baskısı da az olur, öğrencinin en yüksek aldığı puan geçerli olur. Lakin AYT imtihanı yılda bir sefer yapılır.”
KAYNAK: HÜRRİYET