Nöbetçi Eczaneler
-
Haber7 – ÖZEL
Diyanet İşleri eski Lideri Prof. Dr. Mehmet Görmez, Haber7’ye yaptığı açıklamalarda 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü sırasında neden Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nda bulunduğunu anlattı.
Kanal7 Muhabiri Bekir Gündoğan’ın sorularını cevaplayan Prof. Dr. Görmez, darbe teşebbüsü haberini devrin MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüştüğü sırasında aldığını söyledi.
“SAAT 20:00’DAN İTİBAREN MİT’TEYDİM”
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Mehmet Görmez, şu sözlerde bulundu:
Gecenin birinci saatlerinde ben MİT Müsteşarlığı’ndaydım. Herkesin sık sık sordukları soru Diyanet İşleri Lideri 15 Temmuz gecesinde MİT Müsteşarlığı’nda ne gezer? Merak edilecek bir mevzu. Ben aslında bu soruya pek çok sefer yanıt verdim. Lakin hala soru sorulmaya devam ediyor. Sizin aracılığınızla ben bir defa daha net bir biçimde söz etmek istiyorum. Evet, ben o gün nitekim saat 20:00’dan itibaren MİT Müsteşarlığı’ndaydım.
“SURİYELİ İLİM ADAMI, TÜRKİYE’YE YÖNELİK TEHDİTLERİ AKTARDI”
Neden? Suriye’den daha evvel Suriye süreksiz hükümetin de başkanlığını yapmış bir ilim adamı vardı. Bu ilim adamı üç kere bana gelerek Suriye üzerinden Türkiye’ye yönelik tehditleri anlattı. Biliyorsunuz IŞİD’in azgınlaştığı bir devirden geçiyorduk birebir vakitte. Bunları bana anlattığında benim bunu devlete iletmem gerekiyordu. 2 formda iletebilirdim; ya İçişleri Bakanımıza veyahut Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanımıza… O gün İçişleri Bakanlığımızı aradım. Ancak ulaşamadım. İstihbarat teşkilatı liderimize bunun çok kıymetli olduğunu kendisini göndereceğimi söz ettim.
“DİYANET TEŞKİLATINI DA İLGİLENDİREN MEVZULAR VARDI”
Aslında daha evvel biz bu randevuları talep etmiştik ancak iptal edilmişti. Bu üçüncü kereydi. ‘Hocam sizle birlikte buyurmaz mısınız’ denilmişti daha evvel. Zira bizi ilgilendiren bahisler da vardı. Yani direkt Diyanet teşkilatını ilgilendiren boyutlar da vardı.
“HAKAN FİDAN, ‘BU GECE GÜÇ BİR GECE OLACAK’ DEDİ VE AYRILDI”
O gün akşam namazını biz Ulusal İstihbarat Teşkilatında kıldık. Biraz gecikmeli olarak Sayın Müsteşar geldi. Ve çok az bir mühleti olduğunu söz etti. Çabucak bahse girildi. Sonradan öğreniyorum ki, aslında Genelkurmay’dan oraya gelmiş. Aslında gün uzunluğu alınan ihbarı değerlendirip tedbirler almakla meşgul olduklarını ben sonradan öğreniyorum. Bu görüşme yapılırken gelip giden notlardan ben de şahsen huzursuz oldum. ‘Hocam siz buradan ayrılmayın. Bu gece sıkıntı bir gece olacak. Siz dua edin’ dedi ve ayrıldı.
“HELİKOPTER VE TARAMA SESLERİ DUYDUM”
Henüz ben darbe olduğunu bilmiyorum. Biz de sanki ne olacak diye oturduk. Bir süre sonra helikopter ve tarama sesleri duyulmaya başladı. Ben oradakilere çabucak çıktım ‘Arkadaşlar ne oluyoruz’ dedim. ‘Mahiyetini bilmediğimiz bir akınla karşı karşıyayız hocam’ dediler. Bir ses daha duydum. Bir sefer daha sordum. Üçüncüsünde de ‘Hocam güvenliğiniz açısından konuğunuzla birlikte mahzene sığınağı bilmeniz gerek’ dediler.
“BEN SIĞINAĞA GİREMEM”
“Biz asansöre binerken telefonlarıma da bildiriler gelmeye başladı. Ben darbe sözünü artık duymaya başladım. Duyar duymaz, ‘Ben sığınağa falan giremem, ben koca diyanet işleri lideriyim. Benim bu gece görevlerim olur. Benim ayrılmam gerekiyor.’ dedim. Oradaki arkadaşlar, ‘hakikaten hocam güvenlik sorunu var lütfen çıkmayın’ dediler. ‘Hayır çıkmak zorundayım’ dedim. Bir araç getirdiler. Zira benim aracım zırhlı değildi. Zırhlı bir araç getirdiler ve hatta bir yelek vermek istediler. Ben ‘yok’ dedim. Süratli hızlı binmemi sağladılar. Daha sonra biz çok süratli bir formda oradan ayrıldık. Lakin kavşaktan direkt yola devam etmeyip orta sokaklara girince ben sahiden güzelce şüphelendim. Öndeki arkadaşlara ‘tekrar ne oluyoruz’ dediğimde gayede olabilme ihtimalinden ötürü orta sokaklardan gittiğimizi söz ettiler.”
“BEN BİR VATANDAŞ” DİYEREK BENİ ARADILAR
“Onkoloji hastanesinin oradan Anadolu Bulvarı’na indiğimizde telefonum çaldı. Telefondaki ‘Ben bir vatandaş’ deyip bir vatandaşın söyleyemeyeceği şeyler söyleyince öndeki arkadaş ‘Hocam telefon üzerinden takip edilebilme ihtimalimiz var’ dedi. Sonra eşim aradı ve bir numaraya gel dedi. Yani ‘Eve de gelme’ dedi. Ben kızımın meskenine gittim.”
“HEMEN KRİZ MASASI OLUŞTURDUK”
“Ve artık darbe katılaşmıştı. Biz çabucak kriz masamızı oluşturarak sabaha kadar hem bütün din görevlilerimize ulaşması gereken bildirileri, vilayet müftülerimize ulaşılması gereken bildirileri göndermeye başladı, hem de beş farklı televizyon kanalına tek tek bağlanarak kendimiz açısından bize düşen görevleri yerine getirerek yönetmeye çalıştık.”
