Adalet Bakanı Bozdağ’dan Sinan Oğan açıklaması: Pazarlıkla yapılmış bir birliktelik değil

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci çeşidinde Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamasıyla ilkesel bir tavır ortaya koyduğunu ve savunduğu fikirler doğrultusunda bir tercihte bulunduğunu söz etti.

Bozdağ, TRT Haber canlı yayınında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Ata İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci çeşit oylamasında Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklamasıyla ilgili soru üzerine Bozdağ, birinci çeşitte gösterdiği muvaffakiyet nedeniyle Oğan’ı kutladı.

Bozdağ, Oğan’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dayanak açıklamasına ait şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dünkü açıklamasıyla temelinde Sinan Oğan, ilkesel bir tavır ortaya koydu. Çünkü bugüne kadar ortaya koyduğu görüşler, savunduğu fikirler doğrultusunda bir tercihte bulundu. Zira tam bağımsız Türkiye’yi, terörle faal ve kararlı çaba eden bir Türkiye’yi isteyen Sayın Oğan, ortaya koyduğu siyasetler çerçevesinde prensipli duruşun gereği olarak Sayın Cumhurbaşkanı’mızı destekleme kararı açıkladığını tabir etti ki bu tabirleri motamot yanlışsız. Zira onun savunduğu prensipleri bugün hayata geçirecek cumhurbaşkanı adayı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şayet aksi bir durum olsa görüşleriyle, kendi savunduğu bedellerle de karşıt düşmüş olurdu. Sayın Oğan, ilkesel bir duruş ortaya koydu, savunduğu görüşlere sahip çıktı, terör örgütlerinin desteklediği birinin cumhurbaşkanlığına dayanak veremeyeceğini tabir etmiş oldu.”

“PAZARLIK YAHUT HESAPLA YAPILMIŞ BIR BİRLİKTELİK DEĞİL”

Sinan Oğan’ın, Türk siyasetinin yeni devrinde çok konuşulacak isimlerden biri olacağını söz eden Bozdağ, herkesin Oğan’ı yakından takip edeceğini söyledi.

Bozdağ, Türk siyasetinde bir Oğan gerçeği olduğunu artık herkesin görmesinde yarar olduğunu belirterek, “Ancak Sayın Oğan’ın bu açıklamasından sonra CHP’ye dayanak veren kesitler tarafından bir lince tabi tutulduğunu da görüyoruz. Çok değişiktir. Yani Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı açıklamış olsa, kendi görüşlerini ayaklar altına alarak bu türlü bir tavır koymuş olsa Sayın Oğan’dan daha yeterlisi, hoşu olmayacaktı. Fakat şayet onu değil de Sayın Cumhurbaşkanı’mızı destekleme kararı alırsa ondan daha berbat kimse yok.” dedi.

Oğan’a yapılan linç teşebbüslerini ve ilkel tavrı lanetleyen Bozdağ, bunun bir ahlak düşüklüğü olduğunu lisana getirdi.

Bozdağ, Oğan’ın, Erdoğan’a dayanak vermesi konusunda gündeme gelen “pazarlık” argümanlarıyla ilgili soru üzerine de bunun pazarlık yahut hesapla yapılmış bir birliktelik olmadığını vurguladı.

“TÜRK HALKI, BÜYÜK BİR DEMOKRATİK OLGUNLUK GÖSTERDİ”

14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanı ve 28. Periyot Milletvekili Genel Seçimleri’ne ait değerlendirmeleri sorulan Bozdağ, 14 Mayıs’ta yapılan seçimde Türk halkının büyük bir demokratik olgunluk gösterdiğini, seçimlerin şaibesiz ve toplumu rahatsız edecek bir manzaraya rastlanmadan tamamlandığını kaydetti.

Vatandaşın 14 Mayıs’ta yaptığı tercihle, “Gündemimde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni değiştirme diye bir şey yok.” bildirisi verdiğini bildiren Bozdağ, seçim sonuçlarıyla Türkiye’nin artık sistem tartışmalarıyla kaybedecek vakti olmadığının ilan edildiğini söyledi.

Bozdağ, zelzele bölgesinde Erdoğan ve AK Parti’nin oylarının yüksek çıkmasının akabinde depremzedelere birtakım bölümlerce hakaret edildiğinin hatırlatılması üzerine, şöyle devam etti:

“Depremzede kardeşlerimizin ve vatandaşlarımızın siyasal tercihlerinin, iktidardan yani Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan yana değil de Sayın Kılıçdaroğlu’ndan ve Millet İttifakı’ndan yana olacağı ön kabulüyle seçime gidildi. Sandıktan çıkan sonuçlarda tercihin Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’dan ve Cumhur İttifakı’ndan yana olduğunu görünce motamot Sayın Oğan’a, masadan kalkınca Sayın Akşener’e ve Sayın İnce’ye yaptıkları üzere depremzede vatandaşlarımıza demedikleri lafı bırakmadılar. Temelinde yapmadıkları hakareti, saygısızlığı bırakmadılar.”

Bu tavır karşısında şaşırmadığını lisana getiren Bozdağ, “Bildik CHP, dedim. Bunlar daima bu türlü yapıyor. Artık de kendilerini tekrar ediyorlar. Ancak bunlara en hoş yanıtı, tekrar sarsıntı bölgesinde yaşayan insanlarımızın ve ayrıyeten Türkiye’nin dört bir yanında yaşayan her bir insanımızın da bu saygısız siyasi tavra sandıkta reyleriyle vereceğine yürekten inanıyorum.” dedi.

Deprem bölgesinde yaşayanların neden Erdoğan’a oy verdiklerine bakmak gerektiğine işaret eden Bozdağ, “Erdoğan’a güveniyorlar. ‘Yaparsa Erdoğan yapar’ diyorlar. ‘Sözünü tutarsa bu tutar’ diyorlar. ‘Bize konutumuzu bu verir’ diyorlar. ‘Bu enkazları, bu kaldırır, burayı yine imar, ihya, inşa, Erdoğan yapar’ diyorlar. Bu itimadı sağlamış Sayın Cumhurbaşkanı.” diye konuştu.

– “DEĞİŞMESİ GEREKEN IKTIDAR DEĞİL MUHALEFETTİR”

“28 Mayıs’ta yapılacak seçimin akabinde siyasette, bilhassa muhalefette yeni bir dizayn görecek miyiz?” sorusuna Bozdağ, “Kanaatim şu, vatandaş sandığa el koydu. Vatandaşın, 16 seçimi kazanan bir iktidara 17’nci seçimi de vererek yoluna devam kararını sandıkta vereceğine inanıyorum. Zira Türkiye’de iktidar sorunu yoktur. Başarılı bir iktidar var, dirayetli bir iktidar var ve Cumhurbaşkanı’mız ülkenin dört bir yanını yapıtlarla donattı. Millet de bunun şahidi. Fakat Türkiye’de başarısız bir muhalefet var. Muhalefet sorunu var temelinde.” karşılığını verdi.

Bozdağ, değişmesi gerekenin iktidar değil muhalefet olduğunu belirterek, “O nedenle Cumhurbaşkanı’mızın yüzde 50’nin çok üzerinde bir oyla seçilecek olması, muhalefette büyük bir değişimin de düğmesine, sandıkta halk tarafından basılması manasına gelir. Muhalefette büyük bir değişimin 28 Mayıs’tan sonra yaşanacağına inanıyorum. Şayet bir değişim olmaz, eski tas, eski hamam yoluna devam ederse aslında vatandaş muhalefete bu sefer bir dahaki seçimde daha büyük bir kırmızı kartı gösterecektir.” dedi.

Kılıçdaroğlu ve muhalefetin son günlerde “milliyetçi” bir söylemi tercih etmeye başlamasına ait soru üzerine Bozdağ, “Benim kanaatim bu değişim, milleti aldatmaya dönük bir değişiklik. Zira seçim sonuçlarına baktılar ki kendi telaffuzları kendilerine oy getirmedi, milliyetçi bir söyleme sarılmak suretiyle açık kapatmak istiyor.” tabirlerini kullandı.

Bakan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

“Buradan diyorum ki siz bunları inanarak mı söylüyorsunuz yoksa sanki size takviye veren HDP, Yeşil Sol Parti, Kandil ve öteki terör örgütleriyle ‘Biz bu türlü telaffuzlar söyleyeceğiz lakin siz aldırış etmeyin. Biz milliyetçi, muhafazakar seçmeni aldatmak için bu türlü çıkışlar yapacağız.’ diye sanki bir zımni mutabakat mı var? Onu da bilmiyorum. Bir parti, yüzde 180 fikirlerinde bir gün içerisinde bu kadar değişimi nasıl yaşar? Ben artık soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu’na, siz hangisisiniz? Yozgat’ta ‘Kandil’i terör örgütünün başına yıkacağım’ diyen Kılıçdaroğlu musunuz?’ yoksa ‘Demirtaş’ın hür bırakılmasını istiyorsanız benim peşime takılın’ diyen Kılıçdaroğlu musunuz? Hangisi gerçek Kılıçdaroğlu? Bu ülkede milliyetçi muhafazakar seçmen, bu çeşit oyunlara gelmez. Ona sandıkta ‘Ben aldatılmam, beni aldatmana da müsaade vermem’ karşılığını, Cumhurbaşkanı’mıza sahip çıkarak verecektir.”

– “SEÇİM GÜVENLİĞİNDE, TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİK IŞLEYİŞİNDE DÜŞÜNCE YOK”

Seçim güvenliğine ait soruyu yanıtlarken Bozdağ, Türkiye’de en inançlı yapılan işlerin başında seçimin geldiğini, seçimde hile yapılmasının kanunen ve fiilen imkansız olduğunu belirtti.

Seçim güvenliğiyle ilgili manipülasyon yapanların 14 Mayıs’ta boşa düştüğünü kaydeden Bozdağ, şu açıklamalarda bulundu:

“Eğer o denli bir şey olsa 0,48’i tamamlamak o kadar güç bir iş mi? Cumhurbaşkanı’mıza ‘diktatör’ diyenler, ‘Türkiye’de demokrasi yok’ diyenler, ‘Bunlar bırakmaz’ diyenler, bir sürü palavrası, iftirayı ortaya atanlar oldu. Hiçbir diktatör, 0,48’i eksik bırakır mı? Diktatörlerin olduğu yerde seçim ikinci çeşide sarfiyat mi? Sandıkta hilenin, hurdanın olduğu yerde, yüzde 49,52 alan, yüzde 50,1 yapamaz mı? Bütün bunlar bir şeyi gösterdi ki muhalefet cephesi algı oluşturuyor ve palavra söylüyor. Seçim güvenliğinde bir kasvet yok. Türkiye’nin demokratik işleyişinde bir dert yok. Cumhurbaşkanı’mızın demokratik duruşu ve tavrı, bütün demokratlara örnek olacak bir özellikte. Seçim güvenliği tartışmasını bir daha yapabilirler mi? Her vakit yaptılar, yapabilirler. Ancak toplumda bir karşılık bulacağını düşünmüyorum.”

Cumhur İttifakı’nın Mecliste çoğunluğu elde etmesinin, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vatandaş tarafından benimsenmiştir.” manasına gelip gelmediğine ait soruya Bozdağ, verilen seçim bildirilerinin başında bunun geldiğini belirterek karşılık verdi.

– “21 ŞAHISLA İLGİLİ İSİMLİ SÜREÇ YAPILDI”

Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesinin seçime tesirine ait Bozdağ, kesinlikle tesirinin olduğunu lakin oran verme imkanının bulunmadığını söz etti.

İnce’nin prestij suikastına kurban gittiğini belirten Bozdağ, hususla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmayla ilgili de “Şu anda 21 bireyle ilgili isimli süreç yapıldı. Kimileri tutuklandı, kimileri hakkında isimli denetim, kimileri hakkında da diğer önlemlere başvuruldu. Soruşturma devam ediyor. Bu işin ardında, içinde, önünde, yanında kim varsa soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. Bundan kimsenin tasası olmasın.” dedi.

– “TÜRKİYE’DE HERKES YENI ANAYASA İMALİ KONUSUNDA MÜTTEFİK”

Mecliste çoğunluğu elinde bulundurmasına karşın anayasa değişikliği konusunda kâfi çoğunluğu sağlayamayan Cumhur İttifakı’nın bunu nasıl aşacağına yönelik bir soru üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:

“Türkiye’de herkesin ve her bölümün, yapılmasında müttefik olduğu fakat yapamadığı tek şey var, yeni anayasa. Sahiden Türkiye’de herkes yeni anayasa üretimi konusunda müttefik. Lakin başaramadık bir türlü. Zira milletin ittifakı anayasa konusunda olmasına karşın parlamentodaki siyasi parti kümeleri bir uzlaşma yeri bugüne kadar bulamadılar. Sayın Cemil Çiçek’in, İsmail Kahraman Bey’in başkanlığında uzlaşma komiteleri, anayasa mutabakat komiteleri oluştu. Lakin bir uzlaşma yeri maalesef bulunamadı. Yeni devirde de halkımız bir ittifaka, anayasayı tek başına değiştirme çoğunluğunu vermedi. Temelinde bu bildirinin manası şu, ‘Anayasayı tek başınıza değiştirmenizi istemiyorum. Anlaşarak, uzlaşarak değiştirirseniz o gücü de size verdim.’ Temelinde aziz milletimiz iktidara ve muhalefete, ‘Bir ortaya gelin, uzlaşın, anlaşın. Yeni bir anayasayı bu millete kazandırın.’ iletisini da sandıkta verdi. İnşallah 28. Devir parlamentosu, vazifeye başladıktan sonra böylesi bir uzlaşma tabanı oluşur ve milletimizin beklediği, herkesin ve her bölümün kendini hür hissettiği demokratik bir ortamda sivil bir anayasayı birlikte yapmayı başarabiliriz. Türkiye Yüzyılı’nın temelinde kapısını açacak şey yeni anayasadır. Yeni anayasayla Türkiye Yüzyılı’nı inşaya başlamış olsak bu ülkemiz için de milletimiz için de çok fazla hayrı, rahmeti kendi içinde barındırır.”

– “TÜRK HALKI, ‘BAŞKANIMIZI WASHINGTON, LONDRA, PARIS DEĞİL BİZ SEÇERİZ’ DEDİ”

Bozdağ, ABD başta olmak üzere yabancı devletlerin seçimlere olan ilgisine ait soruya, şu cevabı verdi:

“‘Erdoğan gitsin, Kılıçdaroğlu gelsin’, diyenlere baktığımızda PKK, FETÖ dahil bilumum terör örgütleri aleni dayanak verdiler. Öte yandan, ABD Lideri Sayın Biden daha kendi seçimi devam ederken bize strateji açıkladı. ‘Muhalefete aleni dayanak vereceğiz, dostlarımızla Erdoğan’ı indireceğiz’ açıklamasını yaptı. Bu seçim sürecinde de gördük ki ABD başta olmak üzere kimi AB ülkeleri aleni ‘Kılıçdaroğlu kazansın, Erdoğan kaybetsin’ halinde bir dayanak verdiler, ulusal ve memleketler arası medyaları da bu dayanağın sözcülüğünü yaptılar. Hepsi Kılıçdaroğlu’na yatırım yaptılar, ‘O kazanacak, Erdoğan gidecek’ algısını beslemeye devam ettiler. Fakat Türk halkı, 14 Mayıs’ta ‘Başkanımızı Washington, Londra, Paris değil biz seçeriz’ dedi.

Cumhurbaşkanı’mızı, 28 Mayıs’ta cumhurbaşkanı seçeceğini 50,1 ile falan da değil açık orta seçeceğini, onun için ikinci çeşide bıraktığını, parlamentodaki çoğunluğu da ona verdiğini ilan edince herkes artık bakıyor, Erdoğan kazanacak. O vakit da bakıyorlar, 5 yıl Türkiye’yi yönetecek bir önderle arbedeli olmak yahut onunla didişmek her ülkenin de çıkarına değil. O nedenle milletlerarası yayın kuruluşlarını yöneten ülkelerin hepsi, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ayın 28’inde milletin iradesiyle lider olma ihtimalini çok yüksek gördükleri için artık ona nazaran hallerini, tavırlarını değiştirdiler. Seçim sonuçlarını şimdiden gördüklerini ilan ettiler ve Sayın Cumhurbaşkanı’mızın başkanlığını kabul ederek onunla çalışacaklarını dünya kamuoyuna aktarıyorlar. Cumhurbaşkanı’mızı yerin tabanına geçirirken artık methüsena etmeye başladılar. Seçim sonuçlarını görerek gelecek 5 yıla yatırım yapıyorlar, kendi ülkelerinin çıkarına nazaran konum alıyorlar.”

– “BU MILLET PALAVRAYA, DOLANA OY VERMEZ”

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Malkoçoğlu” benzetmesi yapmasıyla ilgili soru üzerine Bozdağ, 14 Mayıs’tan sonra Kılıçdaroğlu milliyetçi bir lisan kullanmaya başlayınca bunu söylediğini kaydetti.

Kılıçdaroğlu’nun milliyetçi bir lisan kullanmasına rağmen buna uygun tavır sergilemediğini söz eden Bozdağ, göründüğü üzere olmanın, bu milletin takdir ettiği bir şey olduğunu bildirdi.

Bozdağ, “Zannediyorlar ki 14 Mayıs’tan sonra milliyetçi telaffuz yaparsak, PKK, FETÖ, öteki terör örgütlerinin Kılıçdaroğlu’na takviyesini kamufle etmiş oluruz. Millet bunu görmez, bize oy verir. Bu millet bizden çok akıllı. Aziz milletimizin, emin olun basireti de feraseti de siyasetçilerden daha ileride. Kimin ne yaptığını, hangi hesabı yaptığını bizden daha uygun biliyorlar. O yüzden sandıkta yanılmayacaklar, aldanmayacaklar ve sandıkta Sayın Kılıçdaroğlu’na ‘Sen bizi aldatamazsın, değil Malkoçoğlu, ne olursan ol, bizden sana oy yok’ iletisi vereceğine inanıyorum. Zira bu millet palavraya, dolana oy vermez.” diye konuştu.