Nöbetçi Eczaneler
SON DAKİKA HABERİ: Kanal 7 Ankara temsilcisi ve Haber 7 müellifi Mehmet Acet’in hazırlayıp sunduğu, siyaset dünyasındaki değerli gelişmelerin yer aldığı Başşehir Kulisi programının bu haftaki konuğu AK Parti Küme Başkanvekili ve 28. Devir Ankara Milletvekili Dr. Leyla Şahin Usta oldu.
Başkent Kulisi’nin 17. dönem finalinde konuşan Leyla Şahin Usta’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
AK PARTİ YAPILANMASINDA BAYANIN YERİ
AK Parti ve bayan üzerine çok büyük bir dezenformasyon yapılıyor.
EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI 22 TL OLACAK
15 Temmuz’a kadar çalışacağız. Lakin Meclis’in çalışması gereken hususları olursa bu tarih uzatılabilir.
En düşük memur maaşlarının 22 bin TL olması için gerekli düzenlemeyi yapacağız.
10-11 bin liralık bir artıştan bahsediyoruz. Burada minimum fiyat kurulu da çalışıyor. Söylenen maksat 22 bin TL. Bunu koruyacağımıza inanıyorum.
“DEPREM BÖLGESİNDE OHAL BİTECEK”
Deprem bölgesinde OHAL bitecek lakin, işlerin aksamaması için yasal düzenlemeler yapılacak.
“ASIRLIK KUŞATMAYI PARÇALADIK”
Yerli ve ulusal ne üretim varsa bunlara dokunmaktan ve durdurmaktan bahsettiler. Yani yalnızca ana muhalefetten bahsetmiyorum, Kılıçdaroğlu’ndan bahsetmiyorum. Babacan’da çıktı “O SİHA’lara İHA’lara dokunacağız” dedi. Bu ne demek yani… Ulusal ve yerli üretim Togg. Hala Togg’la ilgili CHP’nin yandaş gazetecilerinin yaptığı paylaşımları görüyorum. İtalya’dan gemilerle getiriliyor yok gece karanlıkta indiriliyor, yani inanılır üzere değil. Çocuk olsa bunlara inanmaz. Hala bu başla bir kitleyi, hala bu milleti ve toplumu kandırabileceklerini düşünüyorlar. Seçim öncesinde de bunları yaptılar. Lakin şu milletin basiretini çözemediler ve anlayamadılar diye düşünüyorum.
Onlar bu palavraların tutacağını düşündüler fakat hiçbiri tutmadı. Beşerler şunun farkındaydılar. “Evet bu ülkenin başına Kılıçdaroğlu ve eteğine sarılmış dokuz tane adam gelirse bu ülke mahvolur biter.” bunu biliyoruz diyorlardı. O yüzden oy vermek için içimiz el vermiyor lakin “Ben CHP’liyim, ben şu partiliyim, ben mecburum, gideceğim yeniden oyumu verem diyorlardı” onlarda tıpkı kaygıyı taşıyorlardı. Bu ülkenin sonun onlar başa geldiğinde hiç uygun olmayacağını vatandaşta çok düzgün biliyordu. O yüzden sandıktan çok ince bir ayar çıktı, farkındaysanız. Bunu muhalefetin çok güzel okuması da gerekiyor. Yani kaç tane parti bir ortaya geldiler, kaç tane siyasi oluşum, gerilerinde kaç tane dış güçlerden aldıkları takviye vesaire, yapabildiklerini gördük. Bunun bu millet farkında oldukları için başa geçirmedi. Fakat hala kendileri bir şeyin farkında değiller.
YENİLGİNİN TEK SORUMLUSU KILIÇDAROĞLU MU?
Hepsi de yüzde yüz sorumlular. İşin içine yüzde yüz dahiller. Siyasette bir kez bir şey yapıyorsanız, bir şey söylüyorsanız bunun sorumluluğu yüzde yüz yaptığınız işin ve söylediğiniz kelamın büsbütün size ilişkin olmasıdır. Çıktılar hepsi, o denli değil mi? Saadet’in önünde dizildiler ve adayımız “Sayın Kılıçdaroğlu’dur” diye açıkladılar. Gazetelere manşet oldular. O yüzden biz sorumlu değiliz, kendisi çekilmedi, etmedi vesaire üzere telaffuzlar yalnızca kendilerini kurtarma gayretleri. Neden derseniz, maden o denli neden hala o masada oturdular? Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağına inanıyorlardı, biliyorlardı da aday olmasını istemiylardıysa neden o masada oturmayı tercih ettiler? Neden kalkmadılar, hatta Meral Akşener kalktı ve geri döndü. Şunu görüyoruz, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyen bir irade var. Bu irada o yedi şahsa ilişkin değil bir kez… Bunu kendileri de çok uygun biliyorlar. Bunu vatandaşta çok uygun görüyor. Yani FETÖ var, PKK, DHKPC’si var ABD’si var, İngiltere’si var, Fransa’sı var. Bunların hepsi dediler ki: Kılıçdaroğlu aday olacak, sizde onun yanında imgeye gireceksiniz kardeşim. İster beğenin ister beğenmeyin yoksa siyasi hayatınıza mal olacak kadar Meral Akşener’in kalktığı masadan tekrar geri dönmesi mümkün müydü, sizce?
Kılıçdaroğlu seçilseydi, bu sistem değişmeyecekti. Partisini de bırakmayacaktı.
NET BİR ZAFER VAR FAKAT AK PARTİ OYLARINDA GERİLEME OLDU
Biz de bunları konuşuyoruz. Önümüzde lokal seçim var. Beş yıl uzun üzere görünüyor lakin kısa bir mühlet. Çalışmalarımıza başladık.
Ekonomideki sıkıntılar AK Parti’ye olan beklentiyi artırdı. AK Parti oylarının düşüşünde ekonomik sıkıntılar temel etken.
En kıymetli gayelerimizden biri İstanbul ve Ankara belediyelerinin alınması. Vatandaşlarımız büyük düşünceler çekiyor. Büyükşehir belediyesinin yapmadığı hizmetler bize mal ediliyor.
Ekonominin katkısının yanında ideolojik bir yapılaşmada var.
KILIÇDAROĞLU’NUN KENT-KIRSAL AYRIMI SÖZLERİ!
Çok fecaat bir açıklama… Toplumun bir kısmını aşağılamak kadar yanlış bir açıklama olamaz. Kılıçdaroğlu’nun kırsal bölümden haberi yok. O insanlardan özür dilemesi gerekiyor.
(Depremzedelerle ilgili misal yaklaşım)
Deprem bölgesinde 25-30 gün kadar kaldım, çalıştık. Oradaki insanların her şeye gereksinimi var. Seçim sonrası yapılan açıklamalar inanılmaz bir infiala neden oldular. Baraj patladı, AK Partili olmayanları kurtarmadılar üzere açıklamalar
Aklını ve vicdanını kaybetmiş bu açıklamaları yapanları insan olarak dahi sınıflandıramıyorum.
AK PARTİ 5 YILDA NE VADEDİYOR?
Öncelik bütün dünyada yaşanan ekonomik sorunlar üzere ülkemizde de enflasyonun tek haneye düşürülmesi. Yeni bir grup geldi ve çok süratli çalışmalarına başladılar.
İkincisi yeni bir Anayasa. Yamalı bohça haline gelmiş Anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. Darbe Anayasası’nın yerine yeni bir Anayasaya gereksinimimiz var.
(Zemini var mı?) Onlar da yeni bir Anayasa’dan bahsediyor. Sorumluluk sahibi olarak biz bu teşebbüsü başlatacağız.
Kutuplaşmayı ve kutuplaştırmayı bırakmamız lazım. Muhalefet gerçeklerle saklambaç oynuyor.
(İktidarın da sorumluluğu olmalı) Cumhurbaşkanımız biz herkese hizmet edeceğiz dedi. Defne’deki hastane bunun en hoş örneğidir. Kutuplaştırmayı biz daima karşı taraftan gördük. Biz 20 yıldır halimizi ve tutumuzu ortaya koyduk. Bize seçim kazandıran tarafta bu.
Önce birileri bu milletin bedelleriyle barış olması lazım.
AK PARTİ 2024 MAHALLÎ SEÇİMLERİNE NASIL HAZIRLANACAK?
Ekonomi öncelikli. Vatandaşın cebine dokunacak adımları atmamız gerekiyor. Seçimin elbette farklı bir iktisadı olacak fakat enflasyon gayesini bozmayacak bir şey olacak.
Ekonomi ile ilgili perspektifimiz hiç durmadan devam edecek.
Enflasyonla çaba devletin tek başına yapabileceği bir şey değil. Şayet muvaffakiyete çıkacaksak bunda vatandaşımızda bize takviye vermesi gerekecek.
Petrol kaynaklarımızı buluyoruz. Bu çok değerli. O dağlarda neden teröristlerin beslendiğini çok âlâ anlıyoruz, değil mi?
Altın ve başka maden keşiflerini yapıyoruz. Daha kaç keşiflerimiz de olacak. Kendi yerli ve ulusal kaynaklarımızla bu açık kapatılacak.
İlk doğal gaz keşfinden sonra 7 yıl bir müddet vermişlerdi biz 3 yılda tamamladık. Şunun farkını anlamamız gerekiyor.
2 yıl içinde enflasyonun tek haneye düşmesini hedefliyoruz.