Nöbetçi Eczaneler
Destici, partisinin İstanbul Vilayet Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında, seçimlerin akabinde Türkiye iktisadının yeni bir idareyle yönetim edilmeye çalışıldığını belirterek, bu bahiste takdirin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olduğunu söyledi.
Bugün vatandaşın hayatını zorlaştırmayacak daha konforlu tahliller beklediğini söz eden Destici, “Bütçe açıkları elbette kapatılmalı fakat bu yalnızca örneğin dolaylı vergiler vasıtasıyla yoksul, güçlü ayırt etmeden vatandaşların hepsinin sırtına birden yüklenmemeli. Kimin mal varlığı daha fazlaysa o daha fazla katkı sağlamalı, daha fazla vergi ödemeli.” diye konuştu.
Destici, çabuk çalışmalar yapılıp vergide adalet sisteminin kurulmasını talep ederek, bilhassa akaryakıta gelen artışlarla birlikte iğneden ipliğe her esere artırım yapılmasının fiyat artışlarını tetiklediğini bildirdi.
Vatandaşın en çok zorlandığı fiyat artışlarının başında mesken kiralarının geldiğine dikkati çeken Destici, hükümetin en fazla yüzde 25 artış yapılabileceği tarafındaki yasal düzenlemeye karşın mesken sahibinin zorlaması ve meskenden çıkarma tehdidiyle kiracıların yüksek fiyat artışlarını kabul etmek zorunda kaldığını anlattı.
Piyasadaki pek çok şeyin zamlanmasında spekülasyonların ve fırsatçıların tesirli olduğunu lisana getiren Destici, “Buralarda daha fazla kontrol yapılmalı ve vatandaşımız spekülatörlerin, fırsatçıların eline bırakılmamalı ve istedikleri üzere fiyatlarla etiketlerle oynanmasına da müsaade edilmemelidir.” tabirlerini kullandı.
Hükümetin çalışan bölüme yönelik iyileştirmeler yaptığını, EYT’liler başta olmak üzere her bölüme de talep ettikleri hakların verildiğini vurgulayan Destici, bu iyileştirmeler yapılırken emeklilerle ilgili adaletsizlik oluştuğunu belirtti.
Düşük düzeyden maaş alanlarla ilgili yılbaşını beklemeden yeni bir güzelleştirme yapılması gerektiğini anlatan Destici, “Vatandaş, Cumhur İttifakı ortağı olduğumuz için bizi hükümetin içinde olarak görüyor. Münasebetiyle bunu bize de soruyor, bizden de talep ediyor. Biz de çok açık ve net bir biçimde lisana getiriyoruz. Bir defa daha altını çizerek söylüyorum. Yılbaşını beklemeden kesinlikle lakin kesinlikle acilen bu maaşlar bahsiyle yeni bir çalışma yapılmalı ve emeklilerimizin haklı ve feryatlarına kulak verilmeli ve güzelleştirilmeli.” dedi.
Destici, Cumhur İttifakı’nın yalnızca seçim ittifakı olmadığını söz ederek, şöyle devam etti:
“Cumhur İttifakı bir pazarlık ittifakı da değildir. Münasebetiyle bir kumar masası da değildir, diğer ittifaklar üzere. Pazarlık ittifakı kuranların, pazarlık masasında oturanların, kumar masasında oturanların düştüğü hali, vaziyeti şu anda görüyoruz. Yani cumhurbaşkanı adaylarının ittifak dışındaki, masa dışındaki bir parti genel lideriyle yaptığı bilinmeyen muahedeler, saklı mutabakatlar artık ortaya dökülmeye başlandı ve birbirlerini itham ediyorlar. Sayın (Kemal) Kılıçdaroğlu’nu ‘Bizden habersiz protokol imzaladı, şu bakanlıkları verdi, burayı verdi’ diye itham edenler aslında bunu seçimlerden evvel biliyorlardı. Tahminen yalnızca bilmedikleri, hangi bakanlığın verildiği, bakanlık ismini bilmiyor olabilirler. Lakin Sayın (Ümit) Özdağ da Kılıçdaroğlu ile görüşmeden evvel başta Sayın Akşener olmak üzere masadaki başka parti genel liderleriyle görüşüyor, kendi partisinin kurmay takımıyla görüşüyor.”
“CUMHUR İTTİFAKI DEVAM ETMEKTEDİR”
Seçimde başarısız olan Millet İttifakı’nın birbirini suçlamaya başladığını anımsatan Destici, “Biz elbette başka partileriz. Seçimlere ortak girebiliriz, başka girebiliriz, muhakkak yerlerde ittifak yapabiliriz, belirli yerlerde yapmayabiliriz fakat Cumhur İttifakı devam eder. Bu manada Cumhur İttifakı devam etmektedir ve Büyük Birlik Partisi de bu ittifakın ayrılmaz bir modülüdür, içerisindedir.” değerlendirmesini yaptı.
Yerel seçimlerde bütün belediyelerin tamamında adayları ve amblemleriyle seçime girme tarafında bütün hazırlıklarını yaptıklarını kaydeden Destici, şöyle konuştu:
“Ama alışılmış ki seçim sathı mailine gelindiğinde başta İstanbul olmak üzere, Ankara olmak üzere, İzmir olmak üzere, Bursa’dır, Balıkesir’dir, Manisa’dır, Adana’dır, Mersin’dir, Antalya’dır, Eskişehir’dir, Van’dır, Diyarbakır’dır, Mardin’dir, bu cins büyük kentlerimizde ve birtakım vilayetlerde, ilçelerde ittifak yapmamız gerekirse ittifakla ilgili bir gündem oluşursa Büyük Birlik Partisi’ne Cumhur İttifakı ortaklarımız tarafından bu türlü bir taleple gelinirse o vakit elbette ki Büyük Birlik Partisi’nin kapısı açıktır. Bunları da oturur konuşuruz, kıymetlendiririz. Yeniden ülkenin menfaati neyi gerektiriyorsa, milletin menfaati neyi gerektiriyorsa, Cumhur İttifakı’nın menfaati neyi gerektiriyorsa bunu yaparız. Daha sonra da elbette ki parti konseylerimiz, partiyle, arkadaşlarımızla yapacağımız istişareler sonucunda hangi vilayetlerde ya da ilçelerde ittifak yapacağımıza karar verir, oralarda ittifak yaparız. Öbür yerlerde de tekrar eksiksiz bir biçimde partimiz ismi, amblemi ve logosuyla seçimlere katılırız.”
“İSVEÇ’İN NATO’YA ÜYELİĞİNİN MECLİS’TEN GEÇMEMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
BBP Genel Lideri Destici, İsveç ve Danimarka’da Kur’an-ı Kerim’e yapılan saygısızlıklar ve akınlar yaşandığı periyotta İsveç’in NATO üyeliğinin kelam konusu olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya üyeliğiyle ilgili takdiri milletvekillerine bıraktığını tabir eden Destici, “Bu hal ve vaziyette elbette ki biz İsveç’in NATO’ya üyeliğinin Meclis’ten geçmemesi gerektiğini düşünüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Birleşmiş Milletler Genel Şurasında kutsal kitaplara yönelik şiddeti milletlerarası hukukun ihlali olarak tanıyan ve bu cins aksiyonları şiddetle kınayan karar tasarısının kabul edildiğini anımsatan Destici, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un “Bizi bölme hedefiyle Kur’an’a karşı saygısızca aksiyonlar yapılıyor” dediğini aktardı.
Destici, “Eğer (İsveç) Başbakanı bu türlü düşünecek bir noktaya gelmişse o vakit yapacağı şudur: İsveç maddelerini değiştirecek ve kutsal kitaplara ya da kutsal şahsiyetlere, bütün kutsallara saygısızlığı kendi yasalarında, anayasasında yasaklayacak ve bunlarla ilgili ağır cezalar getirecektir. Yoksa bunları söyleyip birebir formda hareketlere müsaade ederse o vakit Türkiye Büyük Millet Meclisi asla ve kat’a İsveç’in NATO’ya girişine müsaade vermemelidir.” halinde konuştu.