Nöbetçi Eczaneler
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Mersin’deki temaslarına Güneydoğulu iş insanlarıyla bir ortaya gelerek devam etti.
Bakan Nebati, Türkiye’nin en az borçluluğa sahip ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Borçluluğa baktığımızda, dünyada en az borçluluğa sahip ülkelerden birisiyiz. Gerçek dal, kamu, hane, bunların tamamında biz Maastricht Kriterleri’nin altındayız. Memleketler arası tüm kuruluşlara nazaran altlardayız ve tıpkı biçimde bütçemiz de dünyanın en güçlü bütçelerinden bir tanesi.” dedi.
Türkiye’de, 21 yılda kültürel, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmeleri anlatan Nebati, kimsenin ötekileştirilmesine müsaade vermediklerini belirtti.
Nebati, ülkeye her alanda yatırımlar yapıldığını, emekçilerin, kamu çalışanlarının ve emeklilerin gelirlerinin artırıldığını lisana getirdi.
“BÜTÇEMİZ DÜNYANIN EN GÜÇLÜ BÜTÇELERİNDEN BİRİ”
Koronavirüs salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı üzere global krizler ile Kahramanmaraş merkezli zelzelenin tesirlerini hissettirmediklerini vurgulayan Bakan Nebati, şöyle konuştu:
Bu sarsıntı, olağan koşullar altında bir ülkeyi 1 yıl boyunca durdurur. Ancak biz işimize devam ettik. Şubat ayının o birinci günlerindeki olumsuz tesir artık büsbütün gitti. Biz ikinci yarıda toparlanmayı beklerken birinci çeyrekteki tesir az, ikinci çeyrekten itibaren toparlanma başladı. Zira Türkiye altyapı yatırımlarını bitirmiş bir ülke. Borçluluğa baktığımızda, dünyada en az borçluluğa sahip ülkelerden birisiyiz. Gerçek bölüm, kamu, hane, bunların tamamında biz Maastricht Kriterleri’nin altındayız. Milletlerarası tüm kuruluşlara nazaran altlardayız ve tıpkı halde bütçemiz de dünyanın en güçlü bütçelerinden bir tanesi.
“TÜRKİYE DÜNYANIN EN GÜÇLÜ ÜLKELERİNDEN BİR TANESİ”
Nebati, faiz masraflarının ve borçluluk oranının düştüğüne işaret ederek, “Türkiye, hem ülkenin gelişmesi, bütçe, altyapı yatırımları açısından hem de borçluluk prestijiyle aslında dünyanın en güçlü ülkelerinden bir tanesi.” değerlendirmesinde bulundu.
“KARADENİZ’DE SIRA HİDROJENE GELECEK”
Türkiye’nin kendi doğal gazını, petrolünü çıkarıp, savunma endüstrisinde kendi projelerini geliştirdiğini ve bu alanda dünyada birinci 5’e girdiğini belirten Nebati, şöyle devam etti:
Kendi uçağını, tankını, gemisini üreten bir ülkeyiz. Doğal gazı bulup çıkarabilecek kapasitedeyiz. Altın işlemeyi hızlandırdık, bor madenimiz zati başlı başına kâfi ve Karadeniz’de hidrojen… Şu anda maliyetler biraz yüksek olduğu için düşünün 20 sene evvel güneş gücünü kim isterdi? Maliyetler düşüyor, Karadeniz’de hidrojene hazır olun. Biz patlatıyoruz Allah’ın müsaadesiyle. Savunma endüstrisi, güç tüm bunları karşılayan bir ülke, 2020’de 28 milyar dolar, 2021’de 54 milyar dolar, geçen yıl 103 milyar dolar güç ithalatında bulunmuş hasebiyle dış ticaret açığı ve cari açığı yüksek düzeylere gelmiş bu ülke cari açığını çok rahat bir formda karşılar. Bunların düştüğünü, aşağı istikametli gittiğini bırakın 28’leri 50 milyar dolara geldiği vakit 50 milyar dolarlık bir güç ithalatında yalnızca ve yalnızca cari açık sıfırlanır. Artık siz ithal ettiğiniz elektriğin, gazın, petrolün yerine üretim yaptığınızda aslında bu işi çözmüş oluyorsunuz. 2028’de tam bağımsız bir Türkiye’ye hakikat gidiyoruz.
“14 MAYIS ÜLKENİN BEKASIYLA İLGİLİ KAVGADIR”
Nebati, terörle gayret çalışmalarındaki başarılara değinerek, şu bilgiyi verdi:
14 Mayıs, işte bu kazanımları devam ettirmeyle kazanımları kesme ve ülkeyi bölme üzerine konseyi bir hengamedir. Bu bir siyasal iktidarın yer değiştirme hengamesi değildir. Bu bir iktidar hengamesi hiç değildir. Bu bir ülkenin bekasıyla ilgili hengamedir.
BAKAN NEBATİ, KILIÇDAROĞLU’NUN VİZE VAADİNİ ELEŞTİRDİ
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Avrupa Birliği’ne vizesiz giriş vaadine ait değerlendirmede bulunan Nebati, şunları anlattı:
Bir vize uğruna ülkeyi satıyorsunuz. Allah koruma ülkenin bölünmesine yol açacak hengameleri başlatıyorsun, sen sebep oluyorsun ve ülkenin bu harikulade büyüme trendini bir anda aşağıya çekiyorsun. Böylece kasayı da IMF’ye teslim ediyorsun. Türkçesi budur. Yani ‘Bir vize uğruna Ya Rab ülkenin bekasını devret.’ Onun için biz 14 Mayıs’ı bir iktidar uğraşı olarak görmüyoruz. Türkiye’nin bekasına karşı savaşan içerdeki ve dışarıdaki işbirlikçilerle çaba olarak görüyoruz. Onun için 14 Mayıs, çok kıymetlidir. Artık de dergilerle Türkiye üzerine ağır halde gelerek içerideki işbirlikçileriyle de bu işi bitirmeye çalışıyorlar. 14 Mayıs bunun savaşıdır.