Nöbetçi Eczaneler
İş insanı Şahabettin Uygun’un anne ve babasının ismini taşıyan, üretimine geçen yıl başlanan ve kısa vakitte tamamlanarak ibadete açılması beklenen Zeyneti Mustafa Mescidi, klasik prosedürlerle inşa ediliyor. 16’ncı ve 17’nci yüzyıldaki Osmanlı mimarisinden esinlenerek imali devam eden mescitte, horasan harcı, küfeki taşı, almaşık örgü ve ahşap hatıllar kullanılıyor.
Şahabettin Uygun’un torunu Erhan Özkul, AA muhabirine, bölgede mescide gereksinim duyulduğunu, sanayi bölgesi olduğu için bilhassa cuma namazlarında kahır yaşandığını söyledi.
Yakında cami bulunmadığını aktaran Özkul, “Biz de, ‘Belediye Liderimizle görüşelim. Müsaade ederse biz de bu türlü bir yapıya başlayalım’ diye karar verdik. Cami hayırsever dedemin babası Mustafa ve annesi Zeyneti’nin ismini taşıyor.” dedi.
Geleneksel gereçlerle klasik 16. yüzyıl camisi
Caminin üretim süreci hakkında bilgi veren mimar Serkan Akın ise camiyi klasik 16. yüzyıl ayrıntılarıyla tasarladıklarını ve klasik gereçlerle inşa sürecini sürdürdüklerini anlattı.
İnşaatta küfeki taşı, almaşık örgü, kesme taş, ahşap hatıllar, paslanmaz metal kenetler, kurşun zıvanalar ve asma makas kullanıldığını belirten Akın, büsbütün klâsik gereçler, ayrıntılar ve tekniklerle çalışma yapıldığını aktardı.
Mimar Akın, 16’ncı ve 17’nci yüzyıllarda Osmanlı’da mahalle içlerinde yapılan ahşap çatılı mescitlere “sakıflı cami” denildiğini lisana getirerek, bu mescide de “sakıflı cami” denilebileceğini kaydetti.
Temelinde 1000 ton materyal kullanıldı
Caminin benzerlerinin ortalama saçak yüksekliğinin 5 metre civarında olduğunu lakin kendilerinin 7 metre yüksekliğinde tasarım yaptıklarını belirten Akın, “Minaremizin yüksekliği 18 metre, mahya yüksekliğimiz de 10 metre. Camimizde birebir anda 450 kişi namaz kılabilecek durumda. Mescitte kullandığımız küfeki taşı Pınarhisar’dan geliyor. Klasik inşaatlarda kullandığımız taştır. Tuğla ve horasan harcıyla birlikte toplam 1630 ton materyal kullandık. 1630 tonun 1000 tondan fazlasını temelde kullandık. Zira, camiyi yaptığımız taban, çok sağlam bir taban değildi. Hasebiyle 4 metre aşağıya kadar inip, yaklaşık 2 metre yüksekliğinde indiğimiz kanal olarak yığma bir mütemadi temel yaptık. Bunu doldurduk. Ondan sonra da örgü halinde temelimizi örmüş olduk.” ifadelerini kullandı.
Akın, caminin inşaatını 1,5-2 ay içinde bitirmeye çalıştıklarını söyledi.
Aynı teknikle yapılan mescitleri hatırlatan Akın, Zeyneti Mustafa Mescidi’nin, uzun müddet sonra klâsik tekniklerle yapılan birinci cami olduğunu anlattı.
Mimar Akın, klâsik inşa teknikleri ve materyallerin kullanılmasının efektif ve sürdürülebilir olduğunun dünya tarafından yıllar evvel kabul gördüğünü lisana getirerek, bir yapının klasik teknik ve materyallerle betonarmeden daha ucuza yapılacağını kaydetti.