Nöbetçi Eczaneler
-
Haber7
İYİ Parti İstanbul Vilayet Disiplin Şurası Üyesi Aslıhan Alkan Bat, toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamayla istifa ettiğini açıkladı.
Seçim işlerinde misyon aldığını söyleyen Aslıhan Alkan Bat, temayüllerde hileleri ve usulsüzlükleri engellemek için görevlendirildiğin lakin misyonunu yaptığı için herkesin içinde sinkaflı küfür yediğini belirtti.
“İYİ Parti’de bayana hakaret, küfür ödüllendiriliyormuş.” tabiriyle reaksiyonu gösteren ve GÜZEL Parti’yi eleştiren Aslıhan Alkan Bat, şu tabirlerde bulundu:
1- Kamuoyuna…
Ben Yeterli Parti İstanbul Vilayet Disiplin Konseyi Üyesi Av. Arb. Aslıhan ALKAN BAT.
Çocukluktan beri tek hayali avukat olmak olan; hukuka ve unsurlarına sadık kalarak bir hayat sürmek isteyen bir Türk bayanı. Bu yazım bir istifa metnidir…
2- Uygun Parti için elbette ki vazgeçilmez bir insan, bir bayan değilim; lakin benden sonra geleceklere saadet temennisiyle tarihe not düşmek isterim.
3- Daha evvelden Seçim İşlerinde aldığım vazifelerde de disiplin şurası üyeliğinde de elimden geleni yaptım. Hedefe odaklanıp, eksiklikler kapanır diyerek beklemede kaldım. Yeterliler kazanır, berbatlar hak ettiğini bulur sandım.
4- Bilindiği üzere 2 Nisan 2023’te temayül oldu ve bu temayüldeki usulsüzlükleri, hileleri engellemekle görevlendirildim. Misyonumu layığı ile yaptığım için herkesin içinde küfür yedim.
5- Kimsenin bir şey yapmadığı o gün, partide eksiklikler olduğunu anladım ve bunun için gerek yazılı gerek kelamlı olarak her yere başvurdum. Bana küfredenlere karşı, bu parti haksızlıklara karşı kuruldu, üstelik başkanı de bir bayan, bir bayana sinkaflı bir küfrün affı olmaz sandım.
6- Disiplin süreci, sudan sebeplerle ve açık palavralarla işletilmedi. Genel Lidere ulaşmaya çalıştık, başarılı olamadık. Seçim sürecinde disiplin sürecinin yavaşlığı seçim sürecinden dolayıdır dedim ve bekledim.
7- Lakin anladım ki beklemek beyhudeymiş, GÜZEL Parti’de bayana hakaret, küfür ödüllendiriliyormuş. Güzel, Allah büyük ya, hakaretlerin karşılığında ilahi adaletin vuku bulduğu oldu. Vekillik hırsından gözü dönenlerin 2 oyla tüm planları yerle bir oldu. En azından ona mutluyum…
8- Bana yapılan hakaretin karşılığını beklerken komik ayak oyunlarıyla güya sürüldüm. Emelin seçimi kazanmak değil de koltuğu korumak olduğunu o vakit anladım.
9- Yeniden sistemimiz çöktü, sandıklardaki görevlilerin ekseriyetine sahip çıkılmadı ve seçim sonuçları da sisteme girilmeyince sonuçları televizyondan izledik. Sonrasında işini yapamayanların koltuklarını koruduklarını gördük. Anladım ki, kazanmaktan anladığımız şeyler farklıymış.
10- O ortada partinin kurucusu Neslihan Seven’in başına gelen mağduriyet -ki detayına çok girmeyeceğim, şahsi meseledir- sebebiyle bir müddet avukatlığını yapmışsam da bir müddet sonra istifa etmem istendi. Halbuki kimse işin iç yüzünü öğrenmek istemedi.
11- Kimse, Neslihan Seven’le ilgili bu argümanların ve akınların kaynağı nedir, nasıl bu türlü atak olur demedi.
12- Bugün Neslihan Seven’e komplo kuranların terör örgütüne üyelikten ötürü cezaevinde olduğu, PKK terör örgütüne üye şahısların bu hücumlarda bulunduğu mahkeme kayıtlarıyla ortadayken Sn. Meral Akşener, Neslihan Seven’e PKK üyelerinin kelamlarını muteber tutarak dava açtı.
13- Yani parti için PKK üyelerinin kelamları parti kurucusunun kelamlarından kıymetli hale geldi.
Herhalde yanlış bilgilendirildi dedik ve tekrar sustuk. Fakat gelinen noktada anladık ki memleketteki istibdat havasından daha büyüğü partinin içinde var.
14- Anlamadığım şu; dün partide rüşvet var, şunlar şunlar hırsız, ben bunlara karşı geleceğim istifa edeceğim diyenler, bugün makam sahibi oldu diye sustu. Sizler süreç bitince, koltuklarınızdan kalkınca ne olacak?
15- Sayın genel lidere ağır hakaret edenler bugün milletvekili oldu diye sustu. Bu bireylerin ülkeye ne katkısı olacak? Halbuki ben bir sefer bile görmediğim mevzularda yorum yapmamışken, dedikoduyla değil de çata çat, hukukçu kimliğimle konuşmak isterken susturuldum.
16- Anladım ki, bu parti dedikoducuların partisi halini almış.
Bu sebeplerle Düzgün Parti’den istifa ettiğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.”