Nöbetçi Eczaneler
Özellikle kırsal kesimde yılan ve akrep tehlikesi nedeniyle vatandaşların hemen konteyner ve kalıcı konutlara yerleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Kurt; sarsıntı ve heyelan riski nedeniyle birtakım köylerin taşınması gerektiğini belirtti.
Tütünün Adıyaman’daki iktisada tesirinin çok fazla olduğunu söyleyen Resul Kurt, tütünün Adıyaman’daki iktisada tesirinin çok fazla olduğunu, tütünün Adıyaman’daki ailelerin geçim tek geçim kaynağı olduğunu söyledi. Bölge ikliminin yalnızca tütün üretimine uygun olduğuna vurgu yapan Kurt, bu bahiste vatandaşların tütünün yasaklanmaması noktasında taleplerinin olduğunu anlattı.
Kurt, “Adıyamanlı hemşerilerimizde, her yerde var ancak Anadolu’da ‘Anadolu irfanı’’dediğimiz Adıyaman, Malatya insan profili olarak da birbirine çok yakın ve birbirine çok emsal.” dedi.
Adıyaman’da son durumu da anlatan Kurt, “Adıyaman’da toplam 205.000 bağımsız kısım var. Ağır ve yıkık 65 bin 842. Yani 66 bin bin ağır hasarlı oturulamaz durumda bağımsız kısım var. Orta hasarlıların da durumu pahalandırılacak. Şu anda 21 bin 641 yani yaklaşık 22 bin de orta hasarlı bina var. Binaların yüzde 90’ının hasarlı olduğunu söyleyen Kurt, Neredeyse yüzde 40’ın üzerinde ağır ve orta hasarlı binalarımız var. Az hasarlı 90 bin, 27 bin 478 de hasarsız binamız var. Bilhassa Adıyaman’ın Kahta ilçesinde hasarsız bina sayısı daha fazla. Yani bu zelzelede Adıyaman’ın yaklaşık yüzde 10’u hasarsız diyeceğiz. Yüzde 90’ı ya az, ya orta ya da ağır hasarlı yıkılmış binalardan oluşuyor.” ifadelerini kullandı.
Kurt, “8 binin üzerinde kaybımız var. Bilhassa Hatay ve Adıyaman’da daha geniş alana yayılmış zelzeleden etkilenen iki kentimiz. Tabi ki zelzeleden en çok etkilenen öbür iki kentimiz Kahramanmaraş ve Malatya’da daha lokal, bilhassa tabandan kaynaklanan bölge bazlı zelzeleler kelam konusu… Çelikhan ilçesine gittim. Dağ yarılır mı? Bildiğiniz dağ yarılmış, parçalanmış, vahim bir afet var. Adıyamanlılar olarak da ayakta kalmaya çaba ediyoruz. Yavaş yavaş kente dönüşler başladı. Beşerler meskenleri hasarsız da olsa artık meskenlerine giremiyor. O ruhsal endişe ve etkenlerden dolayı…” dedi.
“Biz bir yandan sarsıntıyla, bir yandan acılarla uğraş ediyoruz” diyen Kurt, “Deprem yalnızca jeolojik bir olay değil. Bunun ekonomik sonuçları var, fizyolojik sonuçları var, ruhsal sonuçları var. Artık birçok Adıyamanlı kardeşimiz sarsıntıda enkaz altında kaldığı için uzuvlarını, kolunu, bacağını kaybetti yahut ruhsal travmalar yaşadı. Bir arkadaşımız çocuğumu binaya sokamıyorum diyor, aslında bina sağlam. Biz aslında Adıyaman’da bir yandan zelzeleyle, bir yandan sarsıntının geride bıraktığı acılarla çaba ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çadır talebi olmadığını söyleyen Kurt, “İnsanlarımızın çadır talebi yok. Şuanda çadır talebi olan herkesin çadır muhtaçlığı karşılanıyor. Adıyaman çok sıcak bir yer. Bilhassa kırsan yerlerde akrep ve tehlikeli yılanlar var. Bizim bu insanlarımızı ivedilikle konteynerlerin içine koymamız gerekiyor. Kırsan alanlara yönelik de sağolsun Bakanımız Süleyman Soylu bu bahisle çok ilgileniyor, AFAD da çok ilgileniyor. Kırsal alanlarda kalan vatandaşlarımız için bilhassa konteyner hatta kalıcı köy meskenlerini yapmak için süratli bir teşebbüste bulundu.” dedi.
Kurt, “Konut sıkıntısının hemen çözmemiz gerekiyor. Kasım ayı gelmeden, bilhassa dağ köylerinde kaidelerin çok güç olduğu, metrelerce karın olduğu Çelikhan, Adıyaman merkeze bağlı köylerde meskenleri bitiremezsek, yani köy meskeni dediğimiz 3 ayda bitebiliyor. Bu insanlara, vatandaşlarımıza şayet süratli bir halde kalıcı konut temin edersek problemleri çözmüş olacağız. Adıyaman merkezde de konteyner gereksiniminin neredeyse yarıya yakını tamamlandı. Lakin takdir edersiniz ki Türkiye’nin konteyner üretim kapasitesi hudutlu. Yurtdışından bilhassa Çin’de önemli manada konteyner geliyor. Bunlar da zelzele bölgesindeki mağdur vatandaşlarımıza dağıtılıyor. Vatandaşlarımız şunda çadır istemiyor, konteyner, prefabrik ve kalıcı konut noktasında talepleri var.” sözlerini kullandı.
Taşınması gereken üç köyün olduğunu söyleyen Kurt, “Adıyaman’ın muhakkak bölgelerinde bilhassa birtakım köylerde bilhassa zelzele ve heyelan riski nedeniyle köylerin taşınması gerekiyor. Mesela Kuyucak köyümüz var, Koçali köyümüz var, Palanlı köyümüz var. Palanlı Köyü 42 bin yıllık tarihi olan bir köy. Dağ keçileri fotoğraflarının olduğu 42 bin yıllık bir yerleşke. Heyelan riski olan yerlerde köylerin taşınması gerekiyor. Şimdi o insanları o köylerden alıp daha inançlı, heyelan riskinin olmadığı yerlerde kalıcı konutlar yapmak üzereyiz. Prefabrikler tamamlandı kalıcı konutlar içinse yer tespiti olması lazım. Bürokrasi çok fazla. Yer tespiti yapmanız lazım, yer tespitiyle birlikte sizin o köylüyü ikna etmeniz lazım. Köylü bazen bulunduğu alandan öbür bir alana gitmek istemiyor onu ikna etmeniz lazım, kurumları ikna etmeniz lazım. İşimiz çok güç.” dedi.