Şanlıurfa’da isotun acı serüveni başladı

Şanlıurfa’da ilkbaharda ekilen, bakım ve sulamanın akabinde Ağustos ayı başında hasat edilmeye başlanan kırmızı renkteki biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor.

İsot üreticileri tarafından pazarlardan yahut tarlalardan satın alınan biberler, çalışan bayanlar tarafından saplarından ve çöplerinden ayıklanıyor. Daha sonra özel makinelerden geçirilen biberler yere serilen bezlerin üzerinde kurutulmaya bırakılıyor. Çeşitli süreçlerden geçen biberler, isot yahut biber reçeline dönüşüyor.

KİLOGRAMI 150 İLA 300 LİRA ARASINDA

Kentte vakit zaman 40 dereceyi aşan sıcak hava altında çalışan emekçiler, aile bütçelerine katkıda bulunmanın memnunluğunu yaşıyor. Şanlıurfa’nın tescilli eseri isot, bu yıl tezgahlarda kalitesine nazaran kilogramı 150 ila 300 lira ortasında satışa sunuluyor.

İsot üreticilerinden Zübeyir Polat, sıkıntı bir iş yaptıklarını belirterek, “Biberi hal pazarından alırız. Halden aldıktan sonra burada çalışanların yardımıyla biberin kökü çekilir. Bu sefer makine yardımıyla biberin tohumu ayrılır. Tohumu ayrıldıktan sonra 3-5 kesime ayrılır, standa serilir. Kurutma evresi başlar. Hem isotun acısı hem de güneşin sıcaklığı altında biber işi çok sıkıntı. Zahmet bir iştir. Sabah 05.30 – 06.00’dan akşam saat 20.00’ye kadar işimiz devam eder. Fiyatlar değişiyor. Sabit bir fiyat şimdilik yok” dedi.

İsot imalinde çalışan bayanlardan Elif Demir, “Kadınlar isotu saplarından ayırıyoruz. Biz de makinelerde çekiyoruz. Makineden işlendikten sonra el otomobilleri ile bezlerin üzerine seriyoruz. Kuruduktan sonra tırmıkla üzerinden geçiyoruz. Topluyoruz, çadırı açıp tere koyuyoruz. Ter sürecinden sonra siyah rengini alıyoruz. Akabinde tekrar makinelerden geçirip eliyoruz. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Yevmiyemiz 300 TL’dir” formunda konuştu.

İsot üretiminde çalışan bayanlardan Meryem Demirkır ise “Sabah saat 06.00’da geliyoruz. Geldiğimiz üzere stantları açıyoruz. Serme süreci sonrası isotları karıştırıyoruz. Öbür bayanlar üzere bizde isot imalinde çalışıyoruz. Yoruluyoruz, ellerimiz yanıyor ve nasır tutuyor. Mecbur olduğumuz için üşenmeden çalışıyoruz. Bizim işimiz bu türlü birkaç aylığına bu türlü çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.